-Bir çocuk doğar ve hayat değişir tamamen… Bir çocuk doğar ve hayata yeni güzellikler, yeni değerler gelir… Bir çocuk doğar ve aslında her çocuk kendi kısmetiyle gelir… –
( Geçen hafta Ayvalığa geldim ama çok kalamadan bir kaç günlüğüne Foça’ya gittim. Ayvalı’ğa döndüğümden beri hiç bir kelime yazamıyordum, nedeninin tembellik olduğunu düşünüyordum ki, bugün yaşadığım bir olay, konunun tembellikle ilgisi olmadığını anlamamı sağladı. )
I – Her şey geçtiğimiz bayram, gece pazarında el yapımı baykuşları görmemle başlamış meğerse. O sırada acelem olduğu için, kumaş baykuşlara şöyle bir göz atmış, baykuşları çok seven Özlem, Özge ve Nalan Abla’nın kulaklarını çınlatmıştım. Son anda tezgah başındaki genç, tatlı birisi bana Ayvalık El Sanatları Derneği’nin broşürünü vermişti. Okuduğumda çok hoşuma gitmişti broşür ve bloğumda da bahsetmeye karar vermiştim. Hatta bu baykuşları yapan yerin de adı vardı broşürde.
II – Başlayan her şey meğerse benim mavi kedi aramamla devam ediyormuş. Bir kaç hafta önce yeni bloğum içim kendime logo ararken hiç bir fotoğrafımı beğenememiş ve aramayı bırakmıştım. Birkaç gün önce de tekrar fotoğraflara bakmış, yine hiç bir şey bulamamış ve kendi kendime “ en iyisi bir kedi çizmek ya da çizdirmek “demiştim. Meğerse zaten, tarsi sanatçısı Meral Naymener benim için bir mavi kedi çizmiş, hazırlamış, Alpimona Bez Oyuncak – Atölye Mauv’a koymuş J
Dün Ayvalık Pazarından dönerken girdiğim dar, sevimli ve serin bir Ayvalık sokağının duvarında baykuşlar tekrar karşıma çıktı. Çok sevindim tabii ki.
Karşı duvarda baykuşların evi vardı. Eski, taş bir Ayvalık binasıydı kuşların evi. İçeri girince cennete gitmiş gibi hissettim kendimi. İçeride kumaştan yapılmış rengarenk kediler, baykuşlar, önlükler ve başka eşyalar da vardı.Kendinizi rahat hissedebileceğiniz, çok eğlenceli bir mekandı. – El işlerine zaten ne zaman hayır demiştim ki ? –
Beni çok tatlı, güleryüzlü , gözleri parıldayan genç bir hanım karşıladı. Boynundaki oyalardan yapılmış kolyeye bayıldım ve giyiminin mekanla ne kadar da uyumlu olduğu geçti aklımdan. El yapımı kumaş baykuşlar ve kedilerin yanısıra ahşap baykuşlar, kediler ve yine başka eşyalar da vardı içerde. Bu eşyalar “ tarsi “sanatı örnekleriymiş. Birden çok şaşırdım çünkü aradığım karşımdaydı. Örneklerin içindeydi, tam karşımdaki kedilerin arasında bir tek o maviydi. Daha da mutlu olmuştum ve gülmeye başladım. Evet, işte orada duruyordu aradığım mavi kedim, hem de Ayvalıklıydı kedim. Daha ne olsundu ? Sanki dünyanın yükü omuzlarımdan kalmıştı.
Anladığım kadarıyla o an yüzümdeki ifade dikkatini çekti. Sohbet etmeye başladık. İsmi Aygendi. Mavi kediyi, El Sanatları Derneği’nin broşürünü, bloğumu anlattım ona. İlgilendi hemen hatta dernek başkanı Orhan Bey de oradaymış, gidip hemen çağırdı. Dernek hakkında daha detaylı konuşmak için bugüne sözleşmiştik ama telefondaki bir sorundan dolayı iletişim kopukluğu oldu ve bugün gerçekleşmedi sohbetimiz. İnce düşünceleri ve davranışları olan birisi Aygen Hanım.
Ahşap eşyaları ve tabii ki benim kedimi hazırlayan Meral Hanımmış. Onunla da tanıştım. Detaylar daha sonra. Bugün sıra Aygen Hanımda.
Dün, Aygen Hanım baykuşların ve kedilerin öyküsünü anlattı bana. Bu işe başlamadan önce, 6 yıl Geylan Kitabevi’nde çalışmış. Geylan Kitabevini, neden kapandığını da konuştuk kendisiyle. Kesin Aygen Hanımla Geylan Kitabevi’nde karşılaşmışızdır.
Bu işe başlaması ise iki yaşındaki oğlu Alp sayesinde olmuş. Oğlu için elde diktiği oyuncak bir kediyi gören bir tanıdığı, bu kedileri gece pazarında satmayı teklif etmiş ona. Aygen Hanım da bir gecede 5 tane kediyi elde dikmiş ve hazır etmiş. O sırada hem dikiş makinesi yokmuş hem de dikiş bilgisi çok azmış. Ertesi gece kedilerin hepsi satılınca ve kazandığı da neredeyse ikinci el dikiş makinesi fiyatına yetişince, – annesinin de çok az bir desteğiyle- kendisine hemen bir ikinci el dikiş makinesi almış ve böylece hem dikişte ilerlemeye hem de bu birbirinden güzel ve zevkli oyuncakları, eşyaları yapmaya başlamış ve bu atelye de olunca da buraya benim Alp’im anlamında “ Alpimona” adını vermiş. Öyküsünü anlatırken o kadar heyecanlıydı ki işinden çok zevk ve keyif aldığı belliydi. Büyük ihtimalle gece pazarında bana broşürü de veren Aygen Hanımdı.
Kendisiyle daha detaylı konuşacağımızı düşündüğümden dün fotoğrafını çekmemiş, bugüne bırakmıştım. (Her şeyi zamanında yap Oya !! Bak şu an sayfada Aygen Hanım’ın fotoğrafı yok ne yazık ki ! ) Bugün de daha önceden bahsettiğim gibi bir iletişim problemi oldu ve ben atelyeye gittiğimde, Aygen Hanımı bulamadım ama benim için mavi kediyi hazırlayan Meral Hanımla tanıştım 🙂 Bugün Aygen Hanım’ın oğlu Alp’İn doğumgünüymüş. İşte o an, neden bir haftadır burada olmama ragmen yazı yazamadığımı anladım sanıyorum. Belki de buraya geldiğimdeki ilk yazım Alpimona – Atölye Mauv ve minik Alp hakkında olacakmış demek ki 🙂
Doğum günün kutlu olsun Alp, inşallah her günün sağlıklı, mutlu huzurlu ve güzel geçer, sevdiklerinle hep birarada olursun. İyi ki doğmuşsun, sayende güzel kumaş eşyalara ve dolayısıyla da mavi kediye kavuştuk 🙂
Aygen Hanım ve Meral Hanım, ellerinize sağlık, teşekkürler bu güzel çalışmalar ve keyifli atelyeniz için.
Bu yazım Alp’e doğum günü hediyemdir 🙂 Gün sona ermeden basılmalıdır 🙂
Alpimona / Atölye Mauv adres: Barbaros Caddesi, 4. Sokak No:2 Ayvalık – Balıkesir.
Facebook: Alpimona/ bezoyuncak
Meral’in Tarsi Atelyesi
Atölye Mauv
web: tarsici.devianart.com
O mavi kediyi ne zaman göreceğiz? 🙂
Özlem (bir baykuşsever)
BeğenBeğen
Kısmetse bugün ya da bu akşam baykuşsever hanım 🙂
BeğenBeğen