Epey oluyor, ” Geylan Kitabevine ne oldu ?”diye sormuştum. Artık biliyorum. Dün haberi arkadaşım Nilgün Yıldırgan’dan aldım. Geylan Kitabevi öte dünyaya taşınmış. Ahmet Yorulmaz taşınmış. Gideceğimiz yeri bildiğimiz halde, gidenlerin ardından buruklaşıyoruz.
Kendisiyle hiç yüz yüze gelmedim. Az önce bendeki kitaplarından birisinin kapağını açıp baktım, 2004 yılıymış. 10 sene olmuş, 10 koca sene. Kitaplarını almıştım Ahmet Yorulmaz’ın. Annem o sırada Ayvalık’taydı, heyecanla kitapları anneme göndermiştim ve annem de onları imzalatıp bana geri göndermişti. Ayvalığı, yaşanmışlıkları, binaların, mekanların öykülerini, mübadeleyi, 12 Eylülde yaşadıklarını ve tabii ki aşkı bir de Ahmet Yorulmaz’ın gözünden, kalbinden okumuştum. Doğduğu, yaşadığı toprakları seven, merak edip, araştırıp yazan, o topraklara karşı vefalı bir yazardı bana göre. Doğduğu yerde yazdı hep. İnandığı şekilde yaşayanlardan olduğunu düşünüyorum.
Kitabevi kapandığından beri, neredeyse içinde olduğu pasaja uğrayamaz olmuştum. Ayvalığın bir yüzüydü bence Geylan Kitabevi ve Ahmet Yorulmaz. Simgelerinden biri, bir değeriydi. Cunda’daki şubeleri o kadar romantikti ki…
Bilirsiniz çenem düşüktür genelde
🙂 ama bugün fazla yazamayacağım.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Ayvalığı gezerken yanınızda “Ayvalığı Gezerken, Remzi Kitabevi” olsun olur mu ?
( Portre fotoğrafı için Nilgün Yıldırgan’a teşekkür ederim. )