Doğduğun topraklar önemlidir, keza doyduğun toprakla da. Bir de ne fiziken doğduğun topraklar vardır ne de fiilen doyduğun ama her gidişinde yeniden varolduğun, yeniden beslendiğin, seni saran, seven, kollayan topraklar vardır, sana annelik eder, babalık eder, o topraklarda kendini rahat hissedersin, rahat, mutlu ve güvende.
O topraklar yıllardır seni karşılamışlardır, sahip olduuklarını sana sunmuşladır, karşılık beklemeden, menfaat gözetmeden.
Belki bu yüzden, belki de başka yüzden, nedeninİ bilmeden an geldiğinde, bu topraklar için bir şeyler yapman gerektiğinde önüne engel çıkkarmaya çalışanlara, “Hadi canım!”diyenlere, ” Çıkarın ne? ” diye soranlara gülümseyerek yoluna devam edersin çünkü onlar, üçyüzalmışbeşgün Ayvalık, dört mevsim Cunda ne demektir bilmezler, anlamazlar.
Oluşan şartları ve o şartların nasıl oluştuğunu bir Allah, bir de sen bilirsin. Yıllardır söylediklerin, an gelir gerçek olur işte böyle ! Bir işim olsun hem orada, hem burada ve kısmetse yeni bir iş, proje olacak hem orada hem burada.
Belki bir teşekkür, belki bir vefa borcu, belkİ de minnettarlığını gösterme, nedeni ne olursa olsun bu topraklar seninle gönül bağı kurmuşsa eğer, senin de gönlünden geçmiştir, aklına düşmüştür, yaparsın.
Bu, yıllardır süregelen niyetine verilen bir karşılıktır, kısmetindir. Çıkarın; gülen yüzler, yeni hayatlar, yeni başlangıçlar olur! Hepsi bu ve herşeye değendir!